Featured Posts Slider

Image Slider

Atatürk'ün Ankara'ya Gelişinin 101. Yılı

 27 Aralık 1919'dan 30 Aralık 1919'a: Büyük  Gurur   27 Aralık 1919... Bugünün sabahında bütün Ankaralıları davul ve zurna sesleri ayaklandırır. Öğleye varmadan herkes sokağa dökülür. Aslında bir haftadan beri Ankara'nın kasabalarından ve köylerinden atlı ve yaya çok sayıda Seymen ile kalabalık bir halk grubu Mustafa Kemal Paşayı karşılamaya gelmiştir. Bu tarihte benzerine az rastlanır bir kalabalıktır.   Kurtarıcının 27 Aralık 1919'da karşılandığı yer, Dikmen sırtlarıdır. Mustafa Kemal Paşa ülkeyi kurtarmak için kişisel kararlılığı kitlesel direnişe dönüştürebilecek ortamı Ankara'da bulmuştur. Bu önemli gün, bir lidere, bir vatan kurtarıcısına olan sevginin, desteğin tüm dünyaya gösterildiği emsalsiz bir gündür. 27 Aralık aynı zamanda Ankaralıların geleceğe bir mirasıdır...   Ankara; Anadolu'nun sönmeyen bağımsızlık ve özgürlük ateşini taşıyan insanların kentidir. Milli Mücadelenin başlangıç günlerinde Ankaralılar tarihlerinden gelen güçlü bir önsezi ve inançla Mustafa Kemal'i coşkulu bir biçimde karşılamışlar ve Kurtuluş Savaşı'nda ve devrimler sırasında da verdikleri olağanüstü destekle Atatürk'ün gönlünde müstesna bir yer kazanmışlardır. Bu değeri Mustafa Kemal "Ankara'nın ve Ankaralıların benim gönlümde bambaşka bir yeri vardır." sözleriyle ifade etmiştir. Ankara aynı zamanda Cumhuriyet'in sembolü ve ülkenin geleceğinin simgesi olmuştur.   Bu tarihi günün üç gün sonrasında, tarihler 30 Aralık 1919'u gösterdiğinde Ankara Sultanisi'nde de bir hareketlilik vardır. Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye, Taş Mektep'i ziyarete gelmektedir. Burada Mustafa Kemal'in yaptığı konuşmada  '' Vatan sizden görev beklediği zaman koşarak acele edeceğinizden eminim'' sözü ile Taş Mektep'in öğrencileri akın akın vatan savunmasına koşar. O sene mezun vermez... Bu büyük mücadele bizzat Mustafa Kemal'in okulumuza hediye ettiği sancakla taçlanmıştır.   Bugün bu özel ve kıymetli günlerin 101.yılı. Yüreğimizde aynı heyecan ve vatan sevgisiyle bir kez daha sesleniyoruz: Hoş geldin Paşam... Vatan bize emanet...   30 ARALIK 1919 MUSTAFA KEMAL PAŞANIN OKULUMUZA GELDİĞİ ZAMAN YAPTIĞI KONUŞMA   Öğrenci efendiler,   Biliyorsunuz ki vatanımızın önemli bir bölümü, bugün düşman işgali altındadır. bağımsızlığımız tehlikededir. Eminim ki, Osmanlı Sultanlığı'nın kurucusu Sultan Osman'ın ve bütün kahraman dedelerimizin ruhları şu anda, şu çatının altında uçuşmakta; bizlerden vatanımızın kurtarılması ve ulusal bağımsızlığımızın korunması için özveri istemektedirler. Aslında asil Türk ulusu, düşmanın işgali ve ulusumuza uyguladığı kıyımlar karşısında tek bir vücut halinde coşmuştur.   İçinde bulunduğumuz ulusal mücadelenin yüce ereği ve ulusal istencin temel amacı; bağsız, koşulsuz olarak ülkemizin bağımsızlığı ve kurtarılmasıdır.   Asil ulusumuz, yurdumuzun temiz bağrına kadar sokulmuş düşman karşısında, bu amacın gerçekleştirilmesi için kanını akıtmaktadır.   Öğrenci efendiler,   Sizler ulusal çıkarlarımızın bilincinde olan birer aydın sayılırsınız. İçinde bulunduğumuz tehlikeli durumu sizlere açıklamayı gereksiz bulurum. Gerçi güçlükler çok büyüktür. Fakat bezginliğe düşmemek gerekir. Ulusta ve gençlikte savaşma istenci sürdükçe, her türlü güçlük göğüslenecek ve saldırganlar kutsal vatanımızın bağrında yenilip, bozguna uğrayarak kutsal topraklarımızdan kovulacaktır.   Ulusal sınırlarımız içinde, tam bağımsız olarak yaşayacağız. Buna güvenerek, iç rahatlığıyla çalışınız. Vatan sizden görev beklediği zaman, koşarak acele edeceğinizden eminim.   MUSTAFA KEMAL PAŞA   30 ARALIK 1919

Osmanlı'da Şair Padişahlar ve Mahlasları, Divanları

 

Osmanlı'da Şair Padişahlar ve Mahlasları, Divanları
Ana Sayfaedebiyat haberlerieditörün seçimi

Osmanlı'da Şair Padişahlar ve Mahlasları, Divanları

 PAYLAŞ:

Şair Osmanlı Padişahları, Şair Osmanlı Padişahları ve Mahlasları, Şair Osmanlı Padişahları ve Divanları, Şiir yazan Osmanlı Padişahları, Şiir yazan Osmanlı Padişahları ve Mahlasları Divanları, Şair Osmanlı Padişahları Şehzadeleri ve kullandıkları mahlaslar, Divân sahibi olan Osmanlı Sultanları, padişahların şiirleri ve mahlasları, padişah mahlasları, şair padişahlar ve şiirleri

 Türk Edebiyatında Alfabetik Ünlü Şairler Listesi
 Kadın Şairlerimiz
 Yaşayan Türk Şairleri
II.Murat’tan itibaren Osmanlı Padişahlarının birçoğu şairdi. Şair Padişahların divan edebitayatı ananesince ad yerine kullanmış oldukları “mahlas” ları vardı. 



İşte Şair Osmanlı Padişahları, Şehzadeleri ve kullandıkları mahlaslar:



II. Murad - mahlası Muradi (İstenerek, ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey.)

Fatih Sultan Mehmed - mahlası  Avni (Yardım)

II. Bayezid - mahlası Adli (Hakkaniyet. Adâlet üzere oluş)

Şehzade Korkut - mahlası Harimi (Çekinmez. Kayıtsız kimse.)

Cem Sultan

Yavuz Sultan Selim

Kanuni Sultan Süleyman - mahlası Muhibbi (Seven, sevgi besleyen anlamında muhible ilgili)

II. Selim

Sultan Mehmed

Şehzade Mustafa

Şehzade Cihangir

Şehzade Bayezid

Sultan III. Murad

Sultan III. Mehmed - mahlası Adni (Vatan tutmak. Cennette bir makam adı)

I. Ahmed - mahlası Bahti (Kader. Tâli. Uğur. Alın yazısı. Kısmet. İkbal.)

II. Osman (Genç Osman) - mahlası Farisi (Acemce, Farsça. İran'la alâkalı)

IV. Murad - mahlası Muradi (İstenerek, ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey.)

IV. Mehmed

II. Ahmed

II. Mustafa - mahlası İkbali (Baht açıklığı. Talih. Refah.)

III. Ahmed - mahlası Necib (Soyu ve nesli temiz, aslı kerim olan. Cömert. Asilzâde. Güzel huylu ve ahlâklı)

III. Mustafa - mahlası Cihangir ( Meşhur,  cihanı zabteden fâtih.)

III. Selim - mahlası İlhami (İlham ile elde edilen ve nâil olunan. İlham ile alâkalı)

II. Mahmud - mahlası Adli (Adâlete mensup, adâletle alâkalı ilgili.)

şair padişahlar



Divân sahibi olan Osmanlı Padişahları


* II. Murad’ın oğlu Fatih Sultan Mehmed, yaşadığı devrin en güçlü ilim, fikir ve sanat adamlarının elinde yetişmiş olup, divânçe (küçük divân) özelliği gösteren divânı vardır.

Onun şiirleri Klasik Türk Şiirinin estetik birikimi çerçevesinde yazılmıştır.

Bunun en tipik örneği aşağıdaki beyittir:

Bir şâha kul oldum ki cihân ana gedâdur 
Bir mâha dutuldum ki yüzi şems-i duhâdur

* Fatih Sultan Mehmed’in oğlu olan Sultan II. Bayezid, Adlî mahlasıyla şiirler yazmış ve divân oluşturmuştur. Aşağıdaki beyit onundur:

Nice kâfir kal‘asın almak nasîb itdi 
Hudâ Adli dilber gönlini almak kime makdûr olur.

 * Tarih, felsefe ve tasavvuf konularında derin bir bilgiye sahip olan Sultan Selîm, Sultan II. Bayezid’in oğludur.

 Şiirlerinde Selîmî mahlasını kullanan Sultan Selîm’in Türkçe şiirleri ve Farsça divânı vardır. Aşağıdaki meşhur kıta ona aittir:

Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn itdi felek 
Giryemi kıldı füzûn ekşimi hûn itdi felek 
Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân 
Beni bir gözleri âhûya zebûn itdi felek

* Kanûnî Sultan Süleyman 46 yıl süren saltanatına zaferler ve savaşlarla birlikte, Muhibbî mahlası ile yazdığı 3000 bine yakın şiir bulunan divânını da sığdırmıştır. Onun şiirlerinde Klasik Türk şiirinin genel özellikleri ile birlikte, yaptığı sefer ve savaşlar da söz konusu edilmiştir.
Kanunî Sultan Süleyman’ın şu beyti çok meşhurdur:

·Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi 
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi… 

* Sultan III. Murad ise, Kanûnî’den sonra en çok şiir yazan padişahtır. Divânında 1701 şiir bulunmaktadır. Şiirlerinde bazen Murâd bazen de Murâdî mahlasını kullanmıştır. Murâdî’nin şiirleri tasavvufî ağırlıklıdır.
Divânından başka Fütûhât-ı Sıyâm ve Esrârnâme adlı tasavvufî eserleri de vardır.
Şu beyit onundur:

Tevhîd-i hû hergiz dilünden eksük olmasun 
MurâdGer dilersen göstere dîdârını her bâr dost.

* Bahtî ve Ahmed mahlaslarıyla ile şiir yazmış olan I.Ahmed’in de divânı vardır. Bahtî, şu gazelinde Üsküdar’ın bir eğlence mekânı olduğunu, orada avlandığını ve cirit oynadığını belirtmiştir:  

Üsküdâr'un bâğ u bağçesini seyrân eyledük 
Nice günler ‘ıyş idüp zevk-ı firâvân eyledük 
Gâh derdük bûstânında anun sünbüllerin 
Gâh güller cem‘ idüp seyr-i gülistân eyledük.

* Sultan I. Ahmed’in oğlu olan ve “Genç Osman” olarak bilinen II. Osman’ın Fârisî mahlasıyla yazdığı küçük bir divânçesi vardır. Şu anlamlı kıta ona aittir:  

Şâh oldun ise bir kurı toprak değül misün
Bay oldun ise katre-i nâ-şâd değül misün
Dünya evinde zevk u safâ hoşdur ammâ velî
Rûz-ı cezâda Fârisî mes’ûl değül misün  

* Şiirlerinde Ahmedî ve Necîb mahlasını kullanan Sultan III. Ahmed.
Lâle devrinde, zevk ve safanın dorukta olduğu dönemde yaşayan Sultan III. Ahmed’in divânında yer alan şiirleri ise tasavvufî ağırlıklıdır:  

Hû ile dolmışdur cihân bu sırra sen etme gümân
Eyle Necîbâ gel figân tekrâr-ı yâhû ile 

* Selîmî ve İlhamî mahlasıyla şiirler yazan, bestekâr ve Mevlevî kimliği ile tanınan III. Selim, kültüre çok önem vermiş ve etraflarında kültür muhitleri (çevreleri) oluşturmuşlardır.

Kaynak: MazeretimŞiirdir Güncelleme: 12.04.2018

 YORUMLAR

BLOGGER