Featured Posts Slider

Image Slider

Türk ve Dünya Edebiyatında Roman


Diğer bir tabirle roman, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan, insan ya da çevrenin karakterlerini inceleyen, macerasını anlatan, duygu ve tutkularını okuyucuya aktaran edebi türlerdir.

Roman yazıldığı dönem ile örtüşmektedir. Yani yazıldığı dönemin zihniyetini okuyucuya yansıtır. Romanda birbiriyle ilişkili olaylar bir konu etrafında bir araya gelir. Romanda gerçeklik söz konusudur, ancak bu gerçeklik kurmaca gerçekliktir.

Roman ile hikayenin farklı yönleri bulunduğu gibi benzer özellikleri de benzer yönleri de bulunmaktadır. Roman ile hikayenin en önemli benzerliği ise tıpkı hikayede olduğu gibi romanda da serim, düğüm ve çözüm bölümleri yer almaktadır.İlk roman örneği Cervantes’in yazmış olduğu Don Kişot adlı romandır. İspanyol yazar tarafından 17. yüzyılın başlarında yayınlanmıştır. Daha sonra özellikle 119. yüzyılda İngiltere, Fransa ve Rusya’da roman büyük bir gelişme kaydetmiştir.

Roma’nın Türk edebiyatına girmesi ise Tanzimat ile birlikte olmuştur. Türk edebiyatındaki ilk roman örnekleri ise çeviri eserleridir. Bu yüzden ilk çeviri romanı Yusuf Kamil Paşa tarafından, Fransız yazar Fenelon’un romanı olan 1859 yılında çevirdiği Telemak isimli romandır. İlk yerli Türk roman ise Şemsettin Sami tarafından yazılan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat isimli romandır. Batılı türündeki ilk Türk romanlar ise Halit Ziya Uşaklıgil tarafından yazılmıştır ve bunun en iyi örneğin Aşk-ı Memnu romanıdır.

Birçok farklı türde Roman bulunmaktadır. Edebi akımlara ve konularına göre romanlar ikiye ayrılır. Bir önceki yazımızda roman türlerini detaylı bir şekilde anlatmıştık.Romanın Özellikleri
Genellikle romanlar düz yazı ile yazılırlar fakat nazım öğelerini de romanlarda görebiliriz.
Olay, kişi, yer ve zaman romanda yapı unsurlarıdır.
Kişi ve çevre karakterleri gözlemlenerek ayrıntılı biçimde aktarılır.
Daha geniş bir bakış açısına sahiptir.
Romanda mektup, günlük, anı, şiir gibi türler yer alabilir.
Romanda diyalog, iç konuşma, anlatma, gösterme, özetleme anlatım tekniklerine başvurulur.
Romanda anlatım birinci ve üçüncü kişi ağzından yapılır.
Romanda serim (giriş), düğüm (gelişme) ve çözüm (sonuç) bölümleri bulunur.
Edebi akımlara göre ve konularına göre romanlar iki türlüdür.Anlatıcı Bakış Açıları

Hâkim (İlahi, Tanrısal) Bakış Açısı: Anlatıcı, olayların içinde yer almaz, olaylara müdahale etmez. Olaylara geniş bir açıdan bakar. Anlatıcı her şeyi bilen konumundadır; kahramanların zihinlerinden geçenleri, duygularını, iç dünyalarını geçmişte yaşadıklarını, gelecekte olacakları onların en gizli bilgilerini bütün ayrıntılarıyla bilir. Yazar, roman kahramanlarından daha fazlasını bilir. Anlatım üçüncü kişinin ağzından yapılır.
“Eve nasıl gideceğini düşünüyordu. Babasının kızacağından endişe ediyordu. Bu düşünceler içindeyken aklına bir fikir geldi.”

Kahraman Bakış Açısı: Anlatıcı, romanın kahramanlarından biridir. Yazar, olayları kahramanın bakış açısından anlatır. Anlatıcının bildikleri; kahramanın anlattıkları, gördükleri, duydukları ve bildikleri ile sınırlıdır. Olaylar, birinci kişinin ağzından verilir.
“Eve gittim. Babam beni görünce çok sevindi. Sana bir sürprizim var!’dedi. Doğum günüm için aldığı hediyeyi bana verdi.”

Gözlemci Bakış Açısı: Anlatıcı, olayların içinde yer almaz. Olayları yansız bir şekilde anlatır, gözlemci konumundadır. Yazarın bildikleri, kahramanın bilgilerinden daha azdır. Bu bakış açısıyla yazılmış romanlarda gizli bilgilere, duygulara, hayallere ve kişilerin iç dünyasındaki çatışmalara yer verilmez. Olaylar üçüncü kişinin ağzından anlatılır.
“Eve gitti. Babası onu görünce çok sevindi. Ona bir sürprizi olduğunu söyledi. Doğum günü için aldığı hediyeyi ona verdi.” 

ROMAN TÜRLERİ

Romanlar bağlı oldukları edebî akımlara ve konularına göre sınıflanabilir.

Akımlarına Göre Romanlar: Edebiyat akımlarına göre romanlar “romantik, realist (gerçekçi), naturalist (doğalcı), estetik, izlenimci, dışavurumcu, toplumcu, yeni roman” olarak sıralanabilir.
Konularına Göre Romanlar:Konularına göre romanlar ise “sosyal roman, tarihî roman, macera romanı, tahlil romanı, duygusal roman, egzotik roman, oluşum romanı, didaktik roman, köy romanı, lirik roman, pastoral roman, otobiyografik roman, aşk romanı, bilimkurgu romanı, belgesel roman” olarak isimlendirilebilir.
Sosyal roman:Toplumsal sorunların işlendiği romanlardır. Bu tür romanlarda ekonomik sorunlar, sınıflar arası çatışmalar, rejim değişiklikleri, esaret, göç gibi toplumsal yaşamı doğrudan ilgilendiren konular anlatılır.
Tarihî roman:Konularını tarihte yaşamış kahramanlarla, onları kuşatan gerçek veya hayalî kişilerin hayat ve maceralarından alan roman türüdür. Bu roman türü, geçmişte yaşanmış önemli olayları konu alır. Ancak tarihten daha derinlerde yatan insanla ilgili daha evresel bir gerçeği araştırmak amacıyla da yazılır. Yazar, tarihî gerçekleri kendi hayal gücü ile birleştirerek anlatır.
Macera (serüven) romanı:Günlük yaşamda gerçekleşmesi çok zor olan şaşırtıcı, gizemli olayları sürükleyici bir anlatımla ele alan romanlardır. Bu tür romanlarda “olay” her şey demektir. Romancı, okuyucunun merakını hep zirvede tutar. Bu romanlarda olayların akışına uygun olarak çok zengin ve değişken bir çevre anlatımı vardır. Kahramanlar olay ekseninde sürekli hareket hâlindedir. Bu romanlarda okuyucuya hoşça vakit geçirtmek amaçlanır.
Tahlil (çözümleme) romanı:İnsanların ruhsal ve psikolojik durumlarını, olaylar karşısındaki tepkilerini ve davranış biçimlerini işleyen roman türüdür. Bu romanların hatıra türü yazılara yakın bir anlatımı vardır. Tahlil romanları, kişilerin ruhsal durumlarını ayrıntılarıyla çözümlemeye çalışır. Bu romanlarda görünen olaylardan çok, olayların kişi üzerindeki yansımaları konu edinilir. Ruhun derinliklerine inilir, bilinçaltındaki gizemli istekler açığa çıkarılmaya çalışılır. Bu nedenle bu romanlara “psikolojik roman’ da denir.