Featured Posts Slider

Image Slider

Klavyem için kısayol tuşlarını nasıl yeniden atayabilirim?

 

Çalışma tarzınıza daha uygun olması için farklı komutlar, kısayollar veya Microsoft Fare ve Klavye Merkezi özelliklerine erişmek için bazı tuşları yeniden atayabilirsiniz.

Not: Bu sihirbazda listelenen seçenekler, seçili olan tuşa göre değişir. Örneğin, Windows tuşunu yeniden atayamayacağınızdan kullanılabilir tek seçenek bu tuşu devre dışı bırakmaktır.

Bir tuşu yeniden atamak için

  1. Microsoft Mouse ve klavye merkeziniindirin ve yükleyin.

  2. Yapılandırmak istediğiniz klavyeyi bağlayın.

  3. Başlangıç  düğmesini ve ardından Microsoft Fare ve Klavye Merkezi’ni seçin.

  4. Görüntülenen tuş adları listesinden yeniden atamak istediğiniz tuşu seçin.

  5. Yeniden atamak istediğiniz tuşun komut listesinde bir komut seçin.

Hemoglobinpatiler

 Hemoglobinpatiler

Sfingomiyelin ve fosfotidilkolin dış

PS ve fosfotidiletanolomim iç

Asimetrik dağılım flippaz

Bazlı parçalama saponin

Hemoglobin S 6 glutamin valin

Hemoglobin C 6 glutamin lizin tedavi gerekmz

Ortak özellikleri polimerleşme

Hemoglobin D D-punjap 121 glutamin asit glutamin Hindistan

Hemoglobin E 26 glutamik asit Lizin

En yaygın beta zinciri varyantı

Taylandda görülür HPLC kullanılarak tespit edilir

Hemoglobin H Alfa talasemi 4 beta zinciri

Hemoglobin Barts 4 gama protein doğumdan sonra kaybolur

Genelde 3 gen delesyonu var

4 olursa Hidrops fetalis var Kemik iliği nakli lazım


Demografi talasemi akdeniz bölgesi plasmodium falciparum ile paralellik gösterir

%5 alfa talesemi %1.5 beta talesemi


Kromozom 11 Beta talesemim

Kromozom 16 alfa talesemi


Homozigot Beta 0 Hb A üretmez

B kısmı eksiklik Hb A da azalmaya neden olur


alfa 1 veya alfa ikiden herhangi biri azalırsa üretim devam eder alfa+ olarak gösterilir

Hiçbiri üretilmezse alfa0 olarka gösterilir

alfa T üretim azalması


Beta talesemilerde


Kemik iliği eritroid öncüllerinin ölmesi Etkisiz eritropoez denir


6 aylıkken asemptomatik HbF baskın

1 yaşına kadar ortaya çıkar


Rbc ler mikrositik ve hipokromotiktir


Transfüzyon tedavisi talesemi majörler için seçenektir


Beta talesemi intermedia

 alfa ve betanın dengesiz üretilmesi


Alfa talesemi

alfa1 ve alfa2 de büyük delesyonlae var baskın gen kusuru

Boyunda Piragow Açısı Nedir?

 


Vena cava süperior boyunda devam eder sonra;

Vena brachiocephalica sinistra dextra olarak devam eder;

Vena subclavia

Vena jugularis externa interna :

Bunların köklerinin oluşturduğu 360 dereceye PİRAGOW AÇISI DENİR.

Willis Poligonu



 Willis poligonu veya çemberi, beyin ve çevresindeki dokulara kan sağlayan bir anastomoz. İngiliz hekim Thomas Willis'e (1621-1675) atfen isimlendirilmiştir.[1]

Yapı[değiştir | kaynağı değiştir]

Willis çemberi serebral dolaşımın bir parçasıdır ve aşağıdaki arterlerden oluşur:[2]

  • Anterior serebral arter (sol ve sağ)
  • Anterior komünikan arter
  • İnternal karotid arter (sol ve sağ)
  • Posterior serebral arter (sol ve sağ)
  • Posterior komünikan arter (sol ve sağ)

Beyni besleyen medial serebral arterler genellikle poligonun bir parçası olarak kabul edilmez.

Willis poligonu, önemli ölçüde anatomik varyasyona sahiptir. 1413 beyin üzerinde yapılan bir çalışmaya dayanarak, çemberin klasik anatomisinin beyinlerin sadece %34.5'inde görüldüğü bulunmuştur.[3]

Arterlerin kaynağı[değiştir | kaynağı değiştir]

Sol ve sağ internal karotid arterler, sol ve sağ karotis komünis arterlerinden kaynaklanır.

Posterior komünikan arter, internal karotid arterin bir dalı olarak terminal dallarına (anterior ve medial serebral arterlere) ayrılmadan hemen önce ayrılır. Anterior serebral arter, Willis çemberinin anterolateral kısmını oluştururken, medial serebral arter çemberin parçası kabul edilmez.

Sağ ve sol posterior serebral arterler, sol ve sağ vertebral arterlerin oluşturduğu baziler arterden kaynaklanır. Vertebral arterler ise subklavyen arterlerden kaynaklanır.

Anterior komünikan arter iki anterior serebral arteri birbirine bağlar.

Fonksiyon[değiştir | kaynağı değiştir]

Beynin arterlerinin Willis çemberine bağlı olması, serebral kollateral dolaşım içinde bir "bolluk" yaratır. Poligonun veya poligonu besleyen arterlerin bir kısmı tıkanır veya daralırsa, diğer kan damarlarından sağlanan kan akışı, serebral perfüzyonu yeterli düzeyde sağlayarak iskemi semptomlarını önleyebilir.[4]

Tıbbi önem[değiştir | kaynağı değiştir]

Anevrizma[değiştir | kaynağı değiştir]

Willis çemberinde rüptüre anevrizmaların en sık görüldüğü yerler işaretlenmiştir.

Subklavian çalma sendromu[değiştir | kaynağı değiştir]

Willis çemberinin getirdiği bolluk serebral perfüzyonun azalmasına da neden olabilir.[5][6] Subklavian çalma sendromundaüst ekstremiteye kan akışının korunması için Willis çemberinden kan "çalınır". Subklavyen çalma sendromu, aort tarafından beslenen ve aynı zamanda Willis çemberini vertebral arterler yoluyla besleyen bir arter olan subklavyan arterin proksimal stenozundan (daralması) kaynaklanır.[kaynak belirtilmeli




Willis Çemberi (poligonu), beyne ve çevresindeki yapılara kan sağlayan beynin tabanında bulunan halka benzeri bir arteriyel yapıdır. Serebral dolaşımın bir bileşenidir ve beş arterden oluşur.

Willis Çemberi nedir?

Willis Çemberi adını 400 yıl önce beynin tabanında bulunan arteriyel halkayı tanımlayan seçkin bir İngiliz doktor olan Thomas Willis’den alır. Willis, bu kan damarı halkasını tanımlayan ilk kişi değildi. Ancak bilimde sıklıkla olduğu gibi, bu kan damarları ağını kapsamlı bir şekilde tanımlayan ilk kişiydi.

Thomas Willis, birçok anatomik incelemesinin gösterdiği gibi, detay odaklı bir anatomistti. Kranial sinirleri titizlikle belgeledi ve Willis Çemberi’nin resmi tanımlamasına yol açtı.

Willis Çemberi, beynin tabanında (göz seviyesinin etrafında), beyin sapı ve orta beynin parçaları etrafında dönen bir yapıdır. Beyne ve komşu yapılara kan temini sağlar. Dolaşım anastomozudur (yani, arterler, damarlar veya arter ile ven arasındaki iki kan damarı arasındaki bağlantı (arteriyovenöz anastomoz)). Hipofiz bezinin sapını çevreler ve kanın beyne ve yakın yapılara dağıtılmasına izin verir.

Willis çemberi anatomisi

Willis Poligonu, serebral arteriyel daire veya Willis çemberi olarak da adlandırılır, beş ana arterden oluşur:

  • Dahili karotid arter (sol ve sağ)
  • Anterior serebral arter (sol ve sağ)
  • Anterior iletişimsel arter
  • Posterior serebral arter (sol ve sağ)
  • Posterior iletişim arteri (sol ve sağ)

Willis Poligonu, hipofiz sapını, optik yolları ve bazal hipotalamusu çevreler. Anatomik olarak, Willis Poligonunun her bireyde aynı olmadığı belirtilmelidir; insanların yaklaşık % 50’sinde anormallik olduğu bulunmuştur.

Beyne kan sağlamak için iki dolaşım dalı vardır. Dorsal aortun iki dalı beyne ve omuriliğe kan sağlar. Bunlar, beynin ön kısımlarına, serebral hemisferlere ve diensefalonun yapılarına (talamus ve hipotalamus gibi) kan sağlayan beynin iç karotid arterleri veya ön dolaşımıdır. Vertebral arterler posterior dolaşımı oluşturur ve beyincik, beyin sapı ve ponsların yanı sıra posterior ön beyin için kan sağlar.

Advertisement

Alopesi Areata Saçkıran Nedir?



Alopesi areata (Latince: Alopecia areata) veya halk arasındaki adıyla saçkıran ya da kılkıran hastalığı; saçlı deri, sakal bölgesi, kaşlar, kirpikler ve diğer vücut kıllarının, belli bir belirti olmaksızın tüm vücuda yayılmış bir biçimde dökülmesiyle kendini gösteren bir hastalıktır.

Hastalığın sık yinelemesi ve nasıl seyredeceğinin bilinmemesi nedeniyle hastaların yaşam kalitelerini etkilemesi olasıdır. Hastalığın nedenleri olarak genetikpsikolojik stresler, hücresel ve humoral bağışıklık, endokrin, bulaşıcı ve sinirsel etkenlerin rolü olduğu öne sürülmekle birlikte, altta yatan neden tam olarak bilinmemektedir.[1]

Özellikle stres altında, otoimmün hastalıklarda veya androjen, testosteron benzeri hormonların baskılaması sonucunda agresifleşen bağışıklık sistemi kendi hücrelerini yabancı olarak görüp bu hücrelerle savaşmaya başlar. Bu durumda kıl kökleri etrafında bulunan lenfosit denen hücreler sitokin diye adlandırılan kimyasallar salgılarlar ve bu da saçlarda dökülmeye neden olur.

Görünüm sıklığı[değiştir | kaynağı değiştir]

Tüm dünyada sıklıkla görülen bir hastalıktır. Normal nüfusta %0.1 oranında gözlenirken, dermatoloji polikliniğine başvuran hastaların yaklaşık %1-2'sinde görülür. Kadın ve erkekte eşit oranda görülebilir. Irk, cins ve yaş ayırımı yapmadan herkeste görülebilir. Ancak hastalar çoğunlukla genç erişkinlerdir. Hastaların %60'ı ilk atağı 20 yaş altında geçirirler.[1]

Nedenleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Hastalıkta saçlar dökülür, çünkü etkilenen bireylerin kıl folikülleri, bağışıklık sistemi tarafından hastanın kendisinin olarak tanınmaz ve yabancı olarak algılanarak reddedilir (özbağışıklık). Bunun neden olduğu, neden yalnızca belli bölgelerin etkilendiği ve kılların yeniden neden büyüdüğü bilinmemektedir.[2]

Alopesi areatalı bir hastada tiroid hastalığı, şeker hastalığıvitiligo (deride beyaz yamalar), ve Addison hastalığı gibi öbür özbağışıklık hastalıklarının gelişimi sağlıklı birine göre daha yüksek orandadır.[2]

Hastalık bulaşıcı değildir, vitamin eksikliği ile ya da beslenme alışkanlıklarıyla ilgili değildir. Gerilim, stres, özellikle matem, ayrılma ve kazalar gibi olaylar bazen hastalık için tetikleyici olabilir.[2]

Alopesi areataída tedavinin planlanmasında her hasta için uygun tedavinin saptanması, öncelikli olarak söz konusu bu hastalığa ait özgeçmişinin, hastalığın tedavili veya tedavisiz olarak nasıl bir seyir göstermekte olduğunun ve özellikle tiroid hastalığı, atopik yapı ve doğumsal anomaliler (Down sendromu) gibi olumsuz prognostik parametrelerin eşlik edip etmediğinin dikkate alınmasıyla mümkündür. İkinci aşamada en uygun semptomatik uygulamanın seçilmesi söz konusudur ki burada klinik kaybın niteliği (alopecia areata reticularis, diffusa, ve niceliğinin saçlı derinin %50'sinden az veya fazla kayıp olması) saptanmasıyla hastalığın evresinin histopatolojik olarak değerlendirilmesi yer alır.[3] Hastalığın hafif derecede seyrettiği erken dönemdeki hastalarda tedaviye gerek yoktur, onların saçları herhangi bir şey yapmadan tekrar geri gelir.[2]

Hastalığın seyrini değiştiremese de bazı tedaviler saç büyümesini artırabilir. Hastalığın kendisi fiziksel sağlığı kötü yönde etkilemezken ciddi riskler taşıyan tedavilerden kaçınılmalıdır.[2]


TEDAVİ

1- Kortikosteroidler;

a) İntralezyonal
b) Topikal
c) Sistemik

2- Minoksidil

3- Antralin (Ditranol)

4- İmmunmodulatörler;

a) Dinitroklorobenzen (DNCB)
b) Skuarik asit dibütil ester (SADBE)
c) Difenilsiklopropenon (DPCP)

5- Fotokemoterapi (PUVA)

a ) Lokal
b) Sistemik
c) Kombinasyon tedavileri

6- Diğer tedaviler;

a) Siklosporin
b) Sulfosalazin
c) İnterferon
d) Takrolimus
e) Nikel ve izoprinozin
f) Dapson
g) imiquimod
h) Talidomid
ı) Aromaterapi
i) Kriyoterapi
j) Akupunktur
k) Timektomi
l) Selektif seratonin reuptake inhibitörleri (SSRI)

7- Nonfarmakolojik metodlar (Kozmetik yaklaşımlar)

a) Dermografi
b) Lokal saç aksesuarları (Hairpeaces)

Ultraviyole ışık tedavisi veya ultraviyole fototerapi belirli cilt rahatsızlıkları için bir tedavi şeklidir: atopik cilt bozukluğu ve vitiligo ile kullanıldığında Psoralen oluşturmak için PUVA tedavi. Hastanın UVA bandı ile ışınlanmasından oluşur. ultraviyole ışık (ultraviyole çıkışı ile oldukça yakından eşleşir) Güneş ), genellikle bir floresan bu ultraviyole frekansını vermek için özel olarak tasarlanmış ampul.

Bu uygulama, kaliteli solaryumlardan gelen ışığa benzer, ancak tedavi için kullanılan esas olarak UVB ultraviyole bandından farklıdır. Sedef hastalığı. Bronzlaşma yatakları hem dermatoloji uygulamalarında kozmetik cilt rahatsızlıklarının (sedef hastalığı, akne, egzama ve vitiligo gibi) tedavisinde hem de kozmetik tabaklama için kapalı bronzlaşma salonlarında kullanılmaktadır. Dermatologların en az yüzde 88'i, kırsal bölgelerdeki müşteriler için uygun bir alternatif olarak ve güneşten gelen ultraviyole ışınları da içeren doğal olarak ortaya çıkan maruziyetlere uygun bir alternatif olarak, müşterilere cilt koşullarını ucuza kendi kendine tedavi etmek için bronzlaşma ekipmanı veya salonda bronzlaşma kullanılmasını önermektedir.

Tipik tedavi rejimleri, bir hastanede veya klinikte haftada 3 ila 5 kez UVB ışınlarına kısa süre maruz kalmayı içerir ve sonuçlar fark edilmeden önce tekrarlanan seanslar gerekebilir. UVB ışığına yanıt veren koşulların neredeyse tamamı kronik sorunlardır, bu nedenle bu sorunları kontrol altında tutmak için sürekli tedavi gereklidir. Ev UVB sistemleri, koşulları tedaviye yanıt verenler için yaygın çözümlerdir. Ev sistemleri, hastaların ofise / kliniğe sık sık ve masraflı seyahatler yapmadan gün aşırı (çoğu için ideal tedavi rejimi) kendilerini tedavi etmelerine izin verir.

Alopecia areata nedenleri;

Bağışıklık sisteminin yanlış çalıması ;

Tüm otörlerce kabul edilen sebep budur, bağışıklık sistemi yanlış çalışır. Otoimmün denilen bu sebepte vücuk kendi kıl köklerine zarar veren maddeler üretmektedir. Bu maddeler kıl köküne gidip oradaki hücreleri öldürmektedir. Tedavide bu çok önem arz etmektedir çünkü bu oluşan zararlı maddelerin zararını engelleyen suquarik asit di butil ester tedavide en iyi sonuç vermektedir.Vücutta oluşan, kökü öldüren bu maddenin hangi sebeple oluştuğu, bazı kişilerde tüm kılları etkilerken bazı kişilerde daha dar alanı etkilemesinin nedeni belirlenememiştir. Stresin tetikleyebileceği düşünülmektedir.

Genetik olabileceği yönünde görüşler olsa da fikir birliği yoktur.

Saçkıran çeşitleri;

Türkçede ayrıca isimlendirilmemiştir

Alopecia areata ; dökülmeler dar alanlardadır bir veya daha fazla olabilir.

Alopecia totalis ; tüm saç kaybedilir ama sadece saç tutulmuştur.

Alopecia universalis ; tüm vücut kıllarının kaybıdır.

Görüldüğü yerler;

Vücutta kıl olan her yerde görülebilir, genel adı saçkıran olsa da sakalkıran gibi isimler de kullanılır. Görülme sıklığı şu şekildedir;saç, sakal, kaş, bıyık be gövde kılları.

Saçkıran

Saçkıran belirtileri;

Belirtileri şu şekilde sıralanabilir

Dökülme alanları yuvarlak veya benzer şekillidir; Erkeklerde görülen diğer saç dökülmeleri net çizgi halinde değil yumuşak geçişler halinde ve çok daha geniş alanlardadır, sadece şakaklardaki dökülmeler net çizgi halindedir. Kadınlarda görülen ise daha çok tüm kafada yaygın haldedir.

Kısa sürede ciddi kayıp olur; Genetik saç dökülmesinde uzun zamanda tüyleşerek dökülme vardır buna minyatürizasyon denir.

Dökülme tamamlandığında zemin parlak hale gelir;diğer dökülmelerde az veya çok tüyleşmiş şekilde kıllar kalır.

Aynı dönemde veya sonrası kısa sürede yeni alanlar eklenebilir

Oluşan kelleşme alanları giderek genişleme eğilimindedir.

Saçkıranın olduğu alan biraz daha koyu renklidir.

Ağrı, acı, sızı gibi hiçbir ek klinik bulgu olmaz.

Kıllar hafif çekildiğinde acı vermeden çıkar

Dökülme öncesi deride herhangi bir kızarıklık, kepeklenme veya su toplama görülmez, bu diğer dökülme sebeplerinden mantara bağlı dökülmeden ayırt edici özelliktir, mantara bağlı dökülme de saçkıran gibi sınırlı alanda dökülme yapabilen hastalıklardandır.

Alopecia areata tedavisi;

Tedavide başarı sıralaması ve uygulanan yöntemler şu şekildedir.

SADBE tedavisi; Saçıran hastalığının sebebi olan immün maddelerin köke zararını engelleyen tek madde SADBE (Squarik Asit Di Butil Ester ) dir. Sorunu temelden çözmektedir ve bu sayede başarısı farklı çalışmalarda % 90-97 arasında verilmiştir.

DPCP ( difensipron diye okunur) etki mekanizması suquarik asit di butil ester (SADBE) aynıdır. Mutajenik yani vücut gen yapısında değişiklik yapması (sonradan olacak çocuklarının sakat kalabileceği) sebebiyle DPCP adlı maddenin kullanımı SADBE ye göre daha azdır, başarısı yakındır % 90-95 ler düzeyindedir.

Saçkıranda iğne tedavisi;

Depo kortizonlar kullanılır.Farklı kaynaklar % 60 ile % 80 lar düzeyinde kabul edilebilir düzeyde tedavi ettiğini yazmaktadır. Burada kabul edilebilir başarı eskisi kadar sık çıkmasa da kozmetik olarak büyük oranda iyileşmeyi ifade etmektedir. Genel ortalamaya bakıldığında % 80-85 ler düzeyinde bir tedavi başarısı olduğu söylenebilir. Ciltte incelme yapabilir.

Saçkıranda sarımsak tedavisi;

En yaygın bilinen tedavidir, cildi tahriş ederek etkili olur. Başarısı % 50 kadardır yani kullanan 100 kişiden 50 kişide kozmetik olarak kabul edilebilir düzeyde geri saç çıkması elde edilir diğer 50 kişide hiçbir değişiklik olmaz

Alopecia areata saç ekimi;

Son tercih olmalıdır çünkü doğru tedaviyle % 95 ler düzeylerdedir ve bu yüksek ihtimal kullanılmadan ekime karar verilmemelidir. Ekilen saçlarda hastalığın olma ihtimali diğer alanlardaki ile aynıdır.

Saçkıranda tedavi süresi;

En az 4 ay olmalıdır yani başlanan tedaviye 4 ay olmadan son verilmemlidir.

Kahve Kültürü

 


Arkadaşlar kahve çeşitlerinin mantığını en basit şekliyle anlatacağım. 

Kahve bitkisinin çekirdeklerinin kavrulup toz haline gelmesine kahve deniyor bunu hepimiz biliyoruz. 

Kahveyi biz Araplardan aldık ve dünyaya bunu yaygınlaştıran millet Araplar ve Türkler fakat 21. yyda epey maliyetli bir teknik bulundu bunları basit şekliyle anlatacağım. 

En basit kahve telveli kahvedir. Kahve tozu suyla sütle kaynatılıp ağza tozu gelecek şekilde pişirilirse bu doğu kültürünün parçası oluyor. Bu tarz kahvede değişen şey tozun kalınlığı. Çekirdeği çok öğütürsen ince yani yumuşak kahve az öğütürsen sert ve acı kahveler oluyor. Olay tamamen bundan ibaret. Yok dibekte öğüttüğün için dibek Halepte yetişenler aşırı acı oluyo Halep geçin bunları. İşin edebiyatı suyla kaynatmak. 

Amerikanlar ise kahveyi suyla değil buharla demlerler bunun sonucunda Halepten hafif dibekten ağır klasik Osmanlı kahvesi tadında fakat daha mükemmel ve alışık olunmayan yanmış kabak tatlısına benzeyen bir tatla karşılaşırsınız buna espresso denir. Bu kahvelerde filtre kullanılır kağıt filtre, buhar,French press vs. 

French press ya da klasik filtre kahveler işin ucuz olanı çünkü evde siz espresso yapamazsınız bunun için basınçlı bir ortam gerek. Yapsanız yapsanız kalın diye tabir edilen çekirdeği az çekilmiş kahveyi yine suda kaynatıp kağıt ya da gözenekli French pressten geçirmeye filtre kahve denir. Genelde Kolombiya çekirdeği kullanılır. Her tarz kullanılabilir ama.

Soğuk suyla 3 4 saat demlenirse cold brew içine nitrojen basılıp köpürtünce nitro brew. 

Şimdi starbucks tarzı butik yerler espresso bazlı kahve satarlar daha çok makinesi pahalı adam mecbur dışarıda içecek ve ayrıca popüler. Kahvenin kıçı başı ayrı yerde tabiri caizse. 

Caffe Lungo, Espresso’nun büyük boyudur ve kahvenin makinada daha uzun süre filtrelenmesiyle elde edilir. Caffe Americano, Espresso’nun sıcak su eklenerek yumuşatılmış şeklini oluşturur. Cappuccino, Espresso'ya su buharı ile köpük haline getirilmiş sütten yaklaşık 2 santim kadar eklenmesi ile üretilen bir içecektir. Caffe Latte, 25- 30 ml Espresso'nun üzerine 65°-76° derecelik sıcak sütün ilave edilmesi ve sütün üzerinde 2 cm kremamsı süt köpüğünün ilave edilmesi ile oluşur. Latte oran olarak %10-15 kahve ile %90-85 sütten oluşur. Latte Macchiato, sıcak süt ve süt köpüğünün üzerine espresso eklenerek yapılır. Temelde diğer tüm sütlü kahvelerden en büyük farkı sütün kahveye değil, kahvenin sütün üzerine eklenerek yapılmasıdır. Caffe Macchiato, Espresso’ya süt köpüğü eklenerek hazırlanan kahvedir. Mocha, Latte’ye çikolata tozu veya şeker eklenmesiyle yapılır. Viennese, Espresso’ya çikolata ve krema katılarak hazırlanan Viyana usulü kahvedir. Cafe au lait, Fransızların sütlü filtre kahvesi. Sütü kahvesinden daha fazladır. 1/3 kahve 2/3 sıcak süt.

Ayrıca kahve alkolle ya da krema başka içeceklerle de kokteyl yapılan bir ürün. Bence en güzel olanı insanı hemen ayağa kaldıran klasik espresso ve Haleptir gerisi yalandır bitti. 

Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi 2023 Ders Programı

 Ekle sil 5 eylülde başlıyor. 

Tıp Fak 12 eylülde açılıyor. 


Sınavsız 2. Üniversite Okumak

 


Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi size bu imkanı sağlıyor. Kaydınızı yapıp harcınızı ödüyorsunuz ve artık 2. Üniversiteniz Anadolu Üni oluyor. Peki 2. Üniversiteyi örgün eğitimle aynı anda okumanın şartları nelerdir? Lisans ve önlisans aynı anda olmalı, aynı anda 2 lisans aynı anda 2 önlisans bölüm okuyamazsınız. Ayrıca okuduğunuz 2. Uniden iş bulamazsınız ve atanamazsınız. Peki bu aöf neden var ve işe yaramayan bir şeye insanlar para veriyor ? Bunun amacı sizi merak ettiğiniz hevesinizin olduğu bir konuda geliştirmek. Ben de işletme yönetimi okuyorum şu anda çünkü girişimciliği  iktisadı maliyenin işleyişini öğrenmek istiyorum. Ayrıca 2 diploman oluyor ve sınavları Açık öğretim bürosunda oluyor,eğitimi de online oluyor. Mezuniyete katılabiliyorsunuz ve fakültede istediğiniz gibi dolaşabiliyorsunuz. Size 2 şehrim kapılarını açıyor. Açık öğretim kartınızı bürolardan alabilirsiniz ve yabancı dil Türkçe, inkılap tarihi derslerini saydırabiliyorsunuz. Bence benzer bölümleri de okumayın. İşe yarayacak bir bölüm seçmek daha mantıklı. Peki yararı olur mu bilmiyorum ama öğrenmek engel değil videolar var, gerekli kitapları var. Bence harika bir fırsat. Ücretleri de 300 ile 1000tl arasında değişiyor. Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi bu imkanları sağlıyor. Diplomanızda bu ünilerin adları yazıyor. Bu kadar basit tüm süreçler. Geçme notu 35, dönem bitirme şartı gano ort 2 olmalı. Ortalama 2 olmazsa sınıf geçemiyorsunuz. Ya da 100 üzerinden 50 olmalı. Hangi bölümler bekliyor olacak sizi:

2 YILLIK BÖLÜMLER

  • Adalet
  • Aşçılık
  • Bankacılık ve Sigortacılık
  • Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı
  • Çocuk Gelişimi
  • Dış Ticaret
  • Emlak ve Emlak Yönetimi
  • Engelli Bakım ve Rehabilitasyon
  • Halkla İlişkiler ve Tanıtım (Önlisans)
  • Hukuk Büro Yönetimi ve Sekreterliği
  • İlahiyat (Önlisans)
  • İnsan Kaynakları Yönetimi
  • Laborant ve Veteriner Sağlık
  • Muhasebe ve Vergi Uygulamaları
  • Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik
  • Web Tasarımı ve Kodlama

4 YILLIK BÖLÜMLER 

Görsel İletişim Tasarımı
Felsefe
Halkla İlişkiler ve Reklamcılık
Sağlık Yönetimi
Sosyal Hizmet
Sosyoloji
Tarih
Türk Dili ve Edebiyatı


Yapmak ve Yapmamak



Yıllar önce sene 2007'de bir mim başlatmış arkadaşlar. Ben de blogları karıştırırken gördüm. Dedim baya iyi ve güzel bir mim. İlgimi çekti ve ben de bu mime katılma kararı aldım.

''Hayatınızda bir dönem mutlaka yapmanız gereken nefes kesen anlar" böyle bir başlık. Yazmışlar da yazmışlar. Gerçekten hem okuması çok keyifli hem de yazması. Okuyan herkesin katılmasını tavsiye ederim. Sizi daha fazla sıkmadan ben de listemi paylaşayım.

Yaşadığım şehrin en tepesinden şehire bakmak. 
En az 8 tane FMK hareketi yapmak. 
Sabah uyanıp farklı bir şehire gidip akşam aynı şehire geri dönmek. 
Bir gün boyunca yerdeki çöpleri toplamak. 
Şiir kitabımı tamamlamak. 
Gün batımını izlemek. 
Dışarıda gecelemek. 
Acı çeken bir insanla konuşmak. 
Çocuklara oyuncak almak. 
Yaşlıları ziyaret etmek. 
İnsanlara bir gün boyunca kapı açıp selam vermek. 
Vizyondaki filmleri izlemek. 
Tiyatroda ve kütüphanede bir gün geçirmek. 
Bir yazarla tanışıp sohbet etmek. 
Şişelerin içine şiirler koyup sokağa bırakmak. 
Konferans vermek. 
Uygulama yapmak. 
Blog açmak ve yazmak. 
Bloguma alan adı almak. 
İnsanları dinlemek. 
Metroyla şehir turu yapmak. 
En beğendiğim alıntı sözleri derlemek. 
Göl kenarında kitap okumak. 
Birinin hayatını kurtarmak. 
Kan bağışında bulunmak. 
Tanımadığım insanların cenaze törenlerine katılmak. 
Bir fabrikanın üretim tesislerini gezmek. 
TIR sohbetleri dinlemek. 
Bir restorantın bütün çalışanlarıyla tanışmak ve orada yemek yemek. 
Teleferikte 1 saat geçirmek. 
Aşık olmak ( Acı dolu bir platonik aşk) 
Üniversiteside farklı bölümlerde derse girmek. ( Felsefe ve edebiyat) 
Aamir Khan filmlerinin hepsini izlemek. 
Ahmet Ümit kitaplarının hepsini okumak.
Ahmet Kaya şarkılarının hepsini dinlemek. 
Tüm kitaplarımı başkalarına dağıtmak.
25. Saati devam ettirmek.
Yemek yapmayı öğrenmek.
Mektup arkadaşı edinmek.
Ehliyet almak.
50 km yürüyüşe katılmak. ( doğa)
Eski ögretmenlerime mesaj atmak.
Sürekli takacağım bir kolye edinmek.
Dünya Klasiklerini okumak.
Bisikletle şehir turu yapmak. 
Yaşlılarla arkadaş olmak.
Gitar çalmayı öğrenmek.
Yeni bir video oyunu edinmek.
Kasetçalarla müzik dinlemek.
İspanyolca öğrenmek.
İkinci el kitapçılarla samimi olacak derecede çok kitap okumak.
Yağmurlu bir havada hayatın en özel anını yaşamak ardından güzel bir restoranda yemek yemek.
Sürekli gittiğin bir fitness salonu edinmek.
Profesyonel anlamda tiyatro ile uğraşmak. 
Gitarı öğrendikten sonra ilk besteni yapmak.
Kendine ait seni anlatan bir mekan tasarlamak.( bir sokak veya yıkık bir inşaat ya da bir park)
Biyografi kitabı yazmak.
Konuk yazarlarla ortak bir kitap yazmak.
Üniversitede her 10 kişiden 5inin seni tanımasını sağlayacak kadar aktif olmak.
Yedekten Edebiyat okumak kaçak.( Acun gibi)
25. Saati kurumsallaştırıp büyütmek ve iyilik vakfının ilk temellerini atmak. 
Sana inanıp güvenen ve tamamen seni dinleyen 5 kişi edinmek.
Kendi alfabeni yap ve artık yazılarını sadece o alfabe ile yaz.
Fotoğraf makinesi al ve kullanmaya başla. 
Spotify slowly futuremeyi sürekli kullan.
İkinci internet projeni hayata geçir ve o da bu blog gibi kalıcı olsun.
Kaybetmekten artık hep keyif al başarısız olmaktan da ama bunu isteyerek yapma sadece deneyim edin.
Adrenalini tavan yapacak hobby ve spor edin.
Toplumun severek kabullendiği biri ol.
Uçakla çok fazla seyahat et.
Üniversitede fakülte 1.si ol.
Fakülte 1.si olursan herkesin konuşacağı bir konuşma hazırla.
Birilerinin seni idol alacak kadar benimsemesini bekle adınla bir marka ol.
Globale hazırlan ülkende değil tüm dünyada arkadaşların olsun.
Ömür boyu kullanacağın bir araba al asla değiştirme.
Mobbing yapana aldırma en dibine kadar sabret.
Asla değişme seni seven böyle sevsin.
Önlisans bölümü oku.
Çift anadal yap.
Derslere not için değil öğrenmek için gir.
Hep okulda ilk 2 sıraya otur asla geriye düşme.
Tüm gün boyunca 1 film karakteri ol.(michael corleone)
Dövme yaptır vücudunun bir yerine. 
Askerliğini uzun dönem yap.
Asla evlenme ve evini tamamen kendine göre dizayn et.
İsmine Can ismini ekle.(Yahya Can Aydoğmuş)
Kendi kokunu bul. 
10 farklı takım elbisen olsun.
Hayatının 1 gününü vlog çek. 
Çocuk evlat edin.


Hücresel Bellek Nedir?


 Hepimiz beynimizin duyguları ve düşünceleri depoladığını biliyoruz. Alışkanlıklarımızı beynimizle kontrol ediyoruz. Beynimizle aşık olup beynimizle seviyoruz fakat kalp sadece vücutta pompa görevi görüyor. Ama son günlerde hücresel hafıza diye bir söylenti duydum fakat doğruluğu ispatlanıp araştırılmamış. Hücrelerin beyinden bağımsız olarak alışkanlıkları işlediğini söylüyor. Buna şunun gibi bir örnek verebiliriz. Bir sporcunun kalp atım hızı yavaştır çünkü bu sporcunun miyokardı kalın kalp kasları epey güçlüdür. Bu sporcunun beyin ölümünün gerçekleşip organ nakliyle kalbinin başka bir insana verildiğini düşünelim o insan da fazla yağlı tüketen sağlıksız bir birey. Vücut yeni bireye adapte olana kadar organda eskiden izler görülür. Buna biz hücresel hafıza diyoruz sadece buna değil bazen yeme alışkanlıklarında değişim duygusal değişimler de yaşanabiliyormuş. Peki bu neden test edilemiyor? Bunun için ilk önce olayla ilgili bir haber paylaşıp organ naklinin ayrıntılarını paylaşacağım.

Avustralya'da kalp nakliyle hayata dönen 24 yaşındaki genç kalbin sahibinin en sevdiği yemekleri yemeden duramıyor

Avustralya'da trafik kazasında ölen bir gencin kalbi nakledilen 24 yaşındaki David Waters, kalbin asıl sahibinin yeme alışkanlıklarını da aldı. Ülke basınında yer alan haberlere göre, 18 yaşındaki Kaden Delaney, bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Kalp yetmezliği nedeniyle birkaç ay ömür biçilen Waters'a, Delaney'in kalbi nakledildi. Ameliyattan iki yıl sonra kalbin sahibi Kaden'in ailesi Waters ile iletişime geçerek sağlık durumunun nasıl olduğunu sordu. Birkaç hafta süren internetteki yazışmaların ardından Kaden'in ailesiyle Waters bir araya geldi. Waters'ın ilk sorusu ise, "Kaden, fast-food tarzı yiyecekleri sever miydi?" oldu. Ameliyattan sonra tek isteğinin bunları yemek olduğunu söyleyen Waters öğrendikleri karşısında şoke oldu. Çünkü Delaney'in ailesi oğullarının en sevdiği yiyeceğin bu olduğunu söyledi. Daily Telegraph gazetesine konuşan Waters, "O zaman ondan bir şeyler taşıdığımı hissettim. Eskiden o besinleri tüketmezdim" dedi. 


Honolulu Hemşirelik Okulunda son 10 kalp nakli hastasında kalbin eski sahibine ait 2 5 arası kişilik özelliği görüldü. Bu özellikler yemek zevkinden sanata,eğlence aktivitelerine kadar çeşitlilik göstermekte.Bir vakada ise 8 yaşındaki bir vakada ise kendine nakledilen kalbin sahibinin cinayetine dair kabuslar görüyordu. Psikiatristin değerlendirmesi sonucu çocuğun gerçek olaylardan bahsettiği anlaşıldı ve polise götürüldü. Çocuk polise cinayet tarihini yerini ve katiliğin kullandığı silah olmak üzere çeşitli bilgiler verdi.


Tabii ki bunların hiçbiri ispatlanmamış ve biliyoruz ki tek bir hücrenin tek hafızası DNAdır ve gördüğümüz yediğimiz şeylerin kayıtları DNAda değil beyindedir. Zaten bununla ilgili araştırmamaların olmamasının sebebi yurt dışında organ naklinin bilgilerini ne alan ne veren bilir. Ama türkiyede bu haberlerde gazetede açık açık ahlaka aykırı olarak verilmekte. Ayrıca organ nakli yapılabilmesi için kişinin beyin ölümü olduğuna dair rapor aile izinleri vs gerekiyor. Yani bir can kurtarmak maalesef o kadar da kolay değil. Bitkisel hayattaysa zaten beynin işlevi yerine getireceği ümit edilerek aylarca bekletiliyor. 

Beyin Ölümü ve Bitkisel Hayatın Farkı

Beyin ölümü gerçekleşmiş bir hasta kendi solunumunu kendi yapamaz yani kalp hariç diğer organları işlevsizdir. 48 saat içinde organları kurtarıp başka canlıya vermezsek zaten kendi kendine çürüyecektir. Bitkisel hayattaki canlı solunumunu kendi yapabilir ve beynine kan dolaşımı olmaktadır. Beyin ölümünde beyin sapına kan da gelmiyordur ve beyin dokuları da ölmeye başlar. Bitkisel hayattaki canlının yaşama dönme şansı var beyin ölümü gerçekleşmiş birey normal bir ölüm halindedir. Bundan dolayı organ nakli sadece beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılıyor ve siz kağıt imzalasanız bile ailenize vs danışıyorlar bundan dolayı ailenizin de sizin kadar bilinçli olması gerekiyor. Hücresel bellek ise şu anlık halk ağzında dolaşan bir hikaye olarak kalmakta.