Featured Posts Slider

Image Slider

Hayat Bu


Hayatın büyük çoğunluğunu gündelik ve fark edemediğimiz küçük şiirlerle harcarız. Bu küçük şiirler aslında kavramlandıramadığımız her şeyi içinde barındırır. Birçok soruyla doğduğumuzun kanıtı da bu küçük şiirlerin içerisindedir.

Başlangıçlar hikayelerle, romanlarla dolu olsa da bizim hayat diye adlandıracağımız her şey ' hayat kısa ' diye bitiveriyor. Bitmesine üzülmek insan olduğumuzun üstündeki belli başlı vurgulardan bir tanesi. Düşünmek ise cümlelerin sonundaki noktalar gibi büyük harfli dünyalar belirliyor kendine. Hayatın içindeki anılar anlasak da anlamasak da tek bir noktada birleşiyor.

Hiç kendinizle aynada kavga ettiniz mi bu sizin aciz yüzünüzü gösteriyor. İnsanlığın bu aciz yüzde başlamasında bir destan yatıyor. Ve destanların içindeki küçük şiirler de her bir karakteri belirtiyor. Ve noktalar gibi ya biriyle beliriyor ya da kendi başına.

Okul Nedir?


Soruyu soruyor. Cevabı alıyor. Kısa ama umutsuz bakışla yerine oturuyor. Kızıyor, gülüyor. Umutlar belli başlı tahta tebeşirleri gibi kısa ama anlamlı yazıyor. Rüyaya dalanların ellerinde kalem, düşlerinde kitapla kendi kafasının kitabın içine gömüldüğünü yeni fark ediyor. Kısa rüzgar başlıksız duruyor. Soruyu soruyor, cevabı alıyor.

Uzun soluklarla beklenen işi yapan meftun, kısa kızıl ayın önünde dünyayı harcıyor. Eleştirel törpüler tırnakları teker teker yok ediyor. Sıfırın üç küçük dünya olduğunu Harezmi değil kara tahtalar söylüyor. Marşlar zorluyor okul yasasını.

Ve herkes bağırıyor 'gülme'.
Biz hep kısa gülüyoruz. Kıs kıs.
Siz kendinizden uzun hu ha.
Evet burası bir kıdem yuvası.
Sıralı cümleler, noktalı okul.