Featured Posts Slider

Image Slider

Boş Sayfa

 Keşke dursa aniden zaman ve bir gemiye atlayıp kaysam o bomboş dünyaya. Her şeyden bıkmış bir gemicinin çaresizlik çırpınışları içinde tüm neşem yerle bir olmuş sanki. Üzgünüm, gözlerimi bir kavanoza koydum ve içine gözyaşları koydum daha fazla ağlamaya fırsatı kalmasın diye gözlerim. Herkes bir dönem rahatsızdı hayattan, gelmiş bütün arzuların rastlantılarından. En ahlaklı kendini bil derdi dayım. Ahlaksız bir dünyanın tek konuşanıyım. Sesimi duyuyor musunuz gözlerim. Yakinabilir misiniz sokakta? Ben çok yakın olmaya başladım. İlhamın gelmesini beklemişken öylece. Kaç yıldır titriyor ellerim. Tek kelime yazmaya cesaretim yok. Yazmak dediğimiz şey biraz da yıkılmak değil miydi? Evet, biraz boğulmaktan korkuyorum. Dedim ya en başında bir gemideyim. Dedim ya en zeki bendim diye. Uyu gözlerim çok derin uykulara uyu. Ama şimdi keşke bir çözüm yolu çıksa ellerimin içinde. Keşke bir anda bırakıp gitsem her şeyimi. Kapatsam yalnızlığımı bir avuç tehditkâr fındık tanesiyle. Bir kabuğa sıkışabilir miyim küçük bir fincan tanesiyle? Uyuyun ey gözlerim. Yakın bir geleceğe kurguyla bakmaktan yorulan bir ben varım.


Ardımdan neler kaldığını gözlemleyemeyecek kadar yorgunum. Korkuyla fısıldıyorum bazen bilmediğim bir taraflara. Huzur hiç gelmiyor ki huzursuz yanım kaybolsun. İlham denen varlık bence anlam da ifade etmiyor artık. Bir kez yazmaya başladıysam belki bırakmam ha. Hikayemi en başından anlatmaya defalarca çalıştım. Hep bir boş sayfa bıraktım gerisine ama paylaşamadım. Saygı değil de korkunç bir kavga gördüm. Uyanamazsam diye korkarken ölüme erişmek sevindiriyordu. Gözlerimin kısık bir parçasından dua okuyan imam olsa gerek. Toprak olmak dediğimiz şey tozlara karışmakmış. Kendime hep yukarıdan bakmak istemiştim. Yazarken gelişen konunun kitabı şimdi artık. Kim bakabilir kendine yukarıdan.

Neden öylece duruyorsun? Bir şeyler desene. Kendine bir seslensene. Peki orada şimdi ne görüyorsun? Başını mi ağrıttı bunca şeye katlanmak? Keske bir şey söylesen mesela bir şarkı olabilir sonsuza uzanan. Ya da bir şiir olabilir. Bir karın ağrısı bile kabuldu ama sen gittin sahte bir serzenişte bulundun. Sabahın bir saatinde kimsenin umursamadığı bir garip varlıktır insanı yerinden eden ve bir daha eskisi gibi olmaz sanki hiçbir şey. Bir piyano ritmi lazımdı ve bir de kalın bir duvar yankılanması haykırışlar. Gözleri ağrıdı insanın hep ama çok geç kalındı. Uzaktan bakıyorlar hep insana. Uzaktan ediyor varlıkları insanlar. Yakından bir perde alırlar ve bir perde kaldırırlar.

Mesela uzandığı yerden ayağa kalkıp koşup kaçsa. Bir fısıltı dinlese kendince ve bir bakış atsa derinliklerden kendine. Hep yakalanan bir ateş kükrese yeri ve göğü kendinden eden. Bir şeyler saçmalansa mesela. Ama hep yorgun başlanılsa hayata yeniden. Ne garip duygular varmış hayatta? Hiç taninmayan bir bebek sanki bunları yapan. Her gün kendince haklı sebepler sunan. Sabah ağlamaklı olan bir bebek. Nefessiz odalarda doğup kıçına yediği saplagin acısıyla yaşayan. Hastalanan bir mantıksızdı bu.

Bugüne kadar hep tek tek çıkmıştım merdivenleri. Şimdi merdivenin kendi garip karşısından adım atan daha komik. Mesela merdivenler neden kahkaha atmaz hiç düşündünüz mü? Bir merdivenin kahkahasını düşünme fırsatım asla olmadı. Benim hiç kendime ait bir yaşantım da olmamış. Bir şeyleri önemsemek için belki de bir şeyleri yeteri kadar kaybetmemek gerek. Bir şeyler söylesem yeniden doğan güneşe. Yalvarır bir endişeyle koşup yıkılan adam kendini bir yerlerde yığılırken bulur nedense hep. Bunlar neden şimdi aklıma geliyordu. Ben neden bir şeyleri başaramıyordum acaba vakti mi değildi. Hep bir boşluk bakıyordum kendime bunu neden boş sayfalarda buldum. Boş bir yer görürseniz aklınızdan bir rakam düşünün ve buna 2 fazla 3 eksik 6 fazla 2 eksik 1 fazla ve 0 ekleyerek bir numara yapın ve arayın ben çıkacağım ama aklınızdaki bir şeyler uydurmamalı. Hatırladığım en eglenceli anılarım yalnızlık zamanlarım galiba. Çok fazla müdahale etmeseler kendilerine ve çok ağrıtmasalar hayatı. Kurcalamasalar keşke pis bir delinin içinde ve aklında olan her deliği. Ne garip şey bir lağım faresinin uzaydan yeryüzüne atlaması. Ve bir anda fantastikadan uyanırsın ve yazar uyarır. Yeni bir sayfaya başlıyoruz. Herkes kitabı bırakır ama bu kitabı benden başka okuyan olmayacak ve olmuyor. Ne üzücü okursuz bir yazar bunu hedef haline getiren bir kapitalistse. İşsiz kalırım korkusuyla yazan bir işçiye de bir zanaatti.

Belki de bir uyarı bütünü bu kadar şeyin ardından. Belki de komik bir konuşması tanrının bizimle.  Keşke dursa zaman ve atsam bir gemiye o bomboş dünyaya. 

...

 Öyle geceler alıştırdı uzaktan şehrin ışıklarına

Şiirler başlatırdı şairler hem havasına hem suyuna

Gözyaşı perdeler gibi camı nemli sislenirdi sokak lambası

Silsen kaç siren sesi kovalardı otoban kenarında geçen terli anılar

Bir diyar anlatsan bin diyar peşi sıra kovalardı hayatı

Takiben yalnızlık vardı

Hüzün ağır basardı 

Neşe nedense bir tık tuzlu

Şiire neden konu olmazdı bardaklar

Bulaşık suyundan kirli yalanlar

Yalanın kiri olsa ne çıkar

Bir kadınla bir erkek sevdasına

Bir hayatla bir aşk anısına

Her giden bir daha gidiyor

Gelen de gidiyor giden yine gidiyor

Öyle geceler alıştırdı beni siyaha

Ha ankarada mazot kokusu

Ha edirnede yosun

Şimdi bir tek sen yoksun 


Çalışma Masası

 Bir çalışma masasında ufalanmış anılar silgilere karışmıştır

Bir rüyaya dalsa yıkık bir hayata erişmiştir

Ağlayan damla suya karışsa ;hüzün, sarıya nefret eden takıntıya alışmıştır

Yinelenen ve yazılmış tüm satırlara mühürlenen virgül, hep kıtalarla oynaşmıştır

Art arda sıralanan virgül kıtalardan bir dünya etmez nedense

Ve hep bulunmak ister eskiye çalan radyodaki dede

Nineye alışmıştır ama evlilikleri bir aşk etmez 

Bir ev  tam bir aile etmemiştir Anadoluda


En başından yazılan hikayelerde

Okulda çalışma masasında başlayan hayat

Tutkulara ulaşamamış

Para hayaliyle yanıp tutuşan gençlere ne para 

Aşk umuduyla kavrulan liselilere ne de aşk

Bu sıra hep bir umut vadetmiştir ama

Niyeyse bir türlü kavuşamamıştır hayata


Takvim yaprakları eskitir Asyadan beridir

Saz tellerinin yerini mapus duvarları doldurmuştur

Gözlerinin yerini hikayeler buğulamıştır

Yine de uçamazmış göllerde kuğulamıştır


Bir destanı anlatan deliler yetişmiştir

Kültürü toprağa akıtan deliler

Ay ve hilali kanına akıtan deliler

Derdini o sıraya kazıyan delilerden

O sırayı erkenden terk edip hayatın arasına sızan bir türküyle


Hep bir vatan eder niyeyse Anadolu

Bir aile etmezken

Ana baba oğuldan 

Acısıyla tatlısıyla 

Hep bir vatan eder niyeyse