Hepimiz beynimizin duyguları ve düşünceleri depoladığını biliyoruz. Alışkanlıklarımızı beynimizle kontrol ediyoruz. Beynimizle aşık olup beynimizle seviyoruz fakat kalp sadece vücutta pompa görevi görüyor. Ama son günlerde hücresel hafıza diye bir söylenti duydum fakat doğruluğu ispatlanıp araştırılmamış. Hücrelerin beyinden bağımsız olarak alışkanlıkları işlediğini söylüyor. Buna şunun gibi bir örnek verebiliriz. Bir sporcunun kalp atım hızı yavaştır çünkü bu sporcunun miyokardı kalın kalp kasları epey güçlüdür. Bu sporcunun beyin ölümünün gerçekleşip organ nakliyle kalbinin başka bir insana verildiğini düşünelim o insan da fazla yağlı tüketen sağlıksız bir birey. Vücut yeni bireye adapte olana kadar organda eskiden izler görülür. Buna biz hücresel hafıza diyoruz sadece buna değil bazen yeme alışkanlıklarında değişim duygusal değişimler de yaşanabiliyormuş. Peki bu neden test edilemiyor? Bunun için ilk önce olayla ilgili bir haber paylaşıp organ naklinin ayrıntılarını paylaşacağım.
Avustralya'da kalp nakliyle hayata dönen 24 yaşındaki genç kalbin sahibinin en sevdiği yemekleri yemeden duramıyorAvustralya'da trafik kazasında ölen bir gencin kalbi nakledilen 24 yaşındaki David Waters, kalbin asıl sahibinin yeme alışkanlıklarını da aldı. Ülke basınında yer alan haberlere göre, 18 yaşındaki Kaden Delaney, bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Kalp yetmezliği nedeniyle birkaç ay ömür biçilen Waters'a, Delaney'in kalbi nakledildi. Ameliyattan iki yıl sonra kalbin sahibi Kaden'in ailesi Waters ile iletişime geçerek sağlık durumunun nasıl olduğunu sordu. Birkaç hafta süren internetteki yazışmaların ardından Kaden'in ailesiyle Waters bir araya geldi. Waters'ın ilk sorusu ise, "Kaden, fast-food tarzı yiyecekleri sever miydi?" oldu. Ameliyattan sonra tek isteğinin bunları yemek olduğunu söyleyen Waters öğrendikleri karşısında şoke oldu. Çünkü Delaney'in ailesi oğullarının en sevdiği yiyeceğin bu olduğunu söyledi. Daily Telegraph gazetesine konuşan Waters, "O zaman ondan bir şeyler taşıdığımı hissettim. Eskiden o besinleri tüketmezdim" dedi.
Honolulu Hemşirelik Okulunda son 10 kalp nakli hastasında kalbin eski sahibine ait 2 5 arası kişilik özelliği görüldü. Bu özellikler yemek zevkinden sanata,eğlence aktivitelerine kadar çeşitlilik göstermekte.Bir vakada ise 8 yaşındaki bir vakada ise kendine nakledilen kalbin sahibinin cinayetine dair kabuslar görüyordu. Psikiatristin değerlendirmesi sonucu çocuğun gerçek olaylardan bahsettiği anlaşıldı ve polise götürüldü. Çocuk polise cinayet tarihini yerini ve katiliğin kullandığı silah olmak üzere çeşitli bilgiler verdi.
Tabii ki bunların hiçbiri ispatlanmamış ve biliyoruz ki tek bir hücrenin tek hafızası DNAdır ve gördüğümüz yediğimiz şeylerin kayıtları DNAda değil beyindedir. Zaten bununla ilgili araştırmamaların olmamasının sebebi yurt dışında organ naklinin bilgilerini ne alan ne veren bilir. Ama türkiyede bu haberlerde gazetede açık açık ahlaka aykırı olarak verilmekte. Ayrıca organ nakli yapılabilmesi için kişinin beyin ölümü olduğuna dair rapor aile izinleri vs gerekiyor. Yani bir can kurtarmak maalesef o kadar da kolay değil. Bitkisel hayattaysa zaten beynin işlevi yerine getireceği ümit edilerek aylarca bekletiliyor.
Beyin Ölümü ve Bitkisel Hayatın Farkı
Beyin ölümü gerçekleşmiş bir hasta kendi solunumunu kendi yapamaz yani kalp hariç diğer organları işlevsizdir. 48 saat içinde organları kurtarıp başka canlıya vermezsek zaten kendi kendine çürüyecektir. Bitkisel hayattaki canlı solunumunu kendi yapabilir ve beynine kan dolaşımı olmaktadır. Beyin ölümünde beyin sapına kan da gelmiyordur ve beyin dokuları da ölmeye başlar. Bitkisel hayattaki canlının yaşama dönme şansı var beyin ölümü gerçekleşmiş birey normal bir ölüm halindedir. Bundan dolayı organ nakli sadece beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılıyor ve siz kağıt imzalasanız bile ailenize vs danışıyorlar bundan dolayı ailenizin de sizin kadar bilinçli olması gerekiyor. Hücresel bellek ise şu anlık halk ağzında dolaşan bir hikaye olarak kalmakta.
Be First to Post Comment !
Yorum Gönder