Featured Posts Slider

Image Slider

Baltayla Odun Kırma Sanatı


Yıllardır devam eden bir ata mirası baltayla odun kırmak bugün de karşımıza çıkıyor. Herkesin  kendi elleriyle odun kırdığı bir dönem mutlaka olmuştur. Ateşin sıcaklığını hissedip kendi emeğinizle yaktığınız ateşi canlandırmak güzel bir şey olsa gerek. 

Günümüzde baltanın yerini motorlu hızar alsa da balta hayatımızda büyük yer kaplıyor. Deyimlere ve günlük dilimize dolanan bu kelimeyi fiziki olarak da kullansak birçok ruhsal sorunu ve kilo problemlerimizi çözeriz. 

Soba ve odunlu ocakların yerini doğalgazın almasıyla birlikte bu da unutulan bir anı olarak dilimizde ve deyimlerde yaşamaya devam edecek. İnsanoğlu ateşi ve yemeği için emek harcardı. Şimdi harcadığımız tek şey zaman ve para. Bu ne kadar sürer veya bir doğalgaz krizi yaşanıp insanlar odunlarını kendi mi kırar bilmem ama benim çok sevdiğim ve ara sıra yaptığım bir spor olarak devam edecek. 

Dünya iyi mi oluyor, teknoloji bizim gücümüzü alıyor mu? Bunları sorgulamak lazım ama bir dambıldan daha iyidir herhalde. Ya da emeği anlamak, yaptığınız işe değer vermek bizim unuttuğumuz bir şey. 

İnsanoğlunun 21.yyda hareketsizleşmesi ve sürekli yargılaması da işlerimizi başkalarına veya teknolojiye yaptırdığımız için gerçekleşiyor. Artık spor bile parayla. Değeri bilen insan paraya değer vermeyendir. 

Babamın Bavulu


Kendi kendime mutluluk nedir diye soruyorum? 
Tek başına bir odada derin bir hayat yaşamak mı? 
Ucu yokken hatıraların ölümü hatırlamak mı? 
Bir üzüntüyü kendi kalbine saklamak mı?
Bir akrep heyecanıyla kalbini ısırmak mı? 
Yargılarsan tebessümünü nidalarda, 
Yazmak ömür boyu mutluluktur aslında. 
Kafeste gülücüğün döküldüğü kalbinin kenarında, 
Sana zindansa bana her yer mutluluğun uzağında. 
Ömür boyu gülücük tebessümü yoklar. 
Ya yazarak ya yazmayacak...
Bekler, yazmayı bekler.