23 Haziran 1901'de İstanbul'da doğdu. Kadı Hüseyin Fikri Efendi'nin oğlu. Baytar Mektebi'ni bırakarak girdiği Darülfünun-ı Osmani'nin (Bugünkü İstanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi'nden 1923'te mezun oldu.
Erzurum, Konya ve Ankara'daki liselerde öğretmenlik yaptı. Gazi Terbiye Enstitüsü'nde (Gazi Eğitim Enstitüsü) edebiyat dersleri verdi. 1933'ten sonra İstanbul'da Kadıköy Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi'nde sanat tarihi ve estetik dersleri verdi. 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan Türk Edebiyatı Kürsüsü profesörlüğüne getirildi. 1942 ara seçimlerinde CHP'den Maraş Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi, üniversitedeki görevinden ayrıldı. 1946 seçimlerinde tekrar aday gösterilmeyince bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisinde tekrar derse girmeye başladı. 1949'da da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne döndü. Bu görevdeyken 24 Ocak 1962'de İstanbul'da yaşamını yitirdi.
Edebi Kişiliği
Adını ilk kez "Altın Kitap" dergisinde yayınlanan "Musul Akşamları" şiiriyle duyurdu. Dergah, Milli Mecmua, Hayat, Görüş, Ülkü, Varlık, Oluş, Kültür Haftası ve Aile dergilerinde şiirleri yayınlandı. Hece vezniyle yazdığı bu ilk şiirler, imge zenginliklikleri ve müzikal nitelikleriyle dikkat çeker.
Şiir zevkinin oluşumunda özellikle Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'in etkisinden özellikle söz etmektedir. Şiir dışında roman, öykü, deneme, makale, edebiyat tarihi gibi türlerde de eser vermiştir. Şairliğinin yanı sıra usta bir romancı, edebiyat araştırmalarında referans kabul edilen bir araştırmacıdır. Yahya Kemal'i taklit endişesiyle şiire karşı hep mesafeli bir duruş sergilemiştir. Fransız sembolizmini derinlemesine incelemiştir. Rüya, zaman ve bilinçaltı onun şiirlerindeki ana izleklerdir. İlk şiirlerinde hece ölçüsü daha sonra ise serbest ölçüye yönelmiştir.
Edebiyat Fakültesi'nde öğrencisi olduğu Yahya Kemal Beyatlı'dan çok etkilendi. Ama ilk eserlerinde Yahya Kemal'den çok Ahmet Haşim izleri görülür. Haşim gibi o da küçük yaşta kaybettiği annesinin yokluğundan duyduğu acıyı ve kendisini avutacak bir sevginin özlemini dile getirir. İçe dönük bir bakışla doğa ile iletişim kurmaya çalışır.
Şiirinin bir başka yönü Bergson felsefesinden kaynanlanan zaman kavramıdır. Onun eserlerinde zaman, basit bir süreklilik değil, çok katlı ve karmaşık bir akıştır. "Ne İçindeyim Zamanın", "Bursa'da Zaman" şiirleri bu olgunun örnekleridir.
İlk romanı "Mahur Beste" 1944'te Ülkü Dergisi'nde yayınlandı. Osmanlı Devleti'nin son döneminde seçkin bir çevrenin yaşayışını sergileyen bu romanın ardandan, kendi yaşamından da izler taşıyan "Huzur" 1949'da basıldı. Huzur, hem bir aşk hem de Tanpınar'ın İstanbul'a olan derin sevgisinin romanıdır. Estetik anlayışının, kültür birikiminin ve geçmiş kültürlere yaslanan yaşam felsefesini yansıttığı bu kitabı Tanpınar'ın en yetkin romanı sayılır.
Romanda, Mümtaz ile Nuran'ın aşkı çerçevesinde Doğu ile Batı, eski ile yeni, geçmişin değerleriyle var olan değerler, aşk ile toplumsal sorumluluk arasındaki çatışmayı ve bu çatışmanın doğurduğu bireysel bunalımları irdeler.
1950'de Yeni İstanbul gazetesinde yayınlanan ancak ölümünden sonra 1973'te basılan "Sahnenin Dışındakiler" ile 1961'de basılan "Saatleri Ayarlama Enstitüsü"nde de iki uygarlık, iki değerler sistemi arasında bocalayan Türk toplumunun ironik tablosu çizilir.
Ölümünden sonra plan ve notlarına dayanılarak biraraya getirilen ve 1987'de yayınlanan "Aydaki Kadın" da da aynı irdeleme vardır.
Şiir, roman ve yazılarının yanısıra İstanbul, Bursa, Ankara, Erzurum ve Konya kentlerini doğal, tarihsel ve kültürel yapılarıyla anlattığı 1946'da basılan "5 Şehir" önemli eserleri arasındadır.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Eserleri
Şiir:
Bütün Şiirleri (1976-1981)
Roman:
Mahur Beste (tefrika 1944 - basım 1975)
Huzur (1949-1983)
Sahnenin Dışındakiler (tefrika 1950- basım 1973)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1961-1977)
Ay'daki Kadın (ölümünden sonra 1987)
Öykü:
Abdullah Efendi'nin Rüyaları (1943-1983)
Yaz Yağmuru (1955-1983)
Hikayeler (Kitaplaşmayan iki hikayesiyle birlikte tüm öyküleri, 1983)
Deneme:
Beş Şehir (1946-2001)
Yaşadığım Gibi (1970-1977)
Araştırma-İnceleme:
Tevfik Fikret (1937-1944)
Namık Kemal (1942)
Edebiyat Üzerine Makaleler (1969-1977)
Yahya Kemal (1940-1982)
19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (Ancak birinci cildini tamamlayabildi,1942-1985)
Hakkında Yayımlanmış Eserler
Tanpınar'ın Şiir Dünyası, Mehmet Kaplan (İÜ Edebiyat Fak. Yay.,1964; ikinci basım, Dergâh Yay.,1983)
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Mektupları, Zeynep Kerman (1974; genişletilmiş ikinci basım, 1992)
Ahmet Hamdi Tanpınar'dan Seçmeler, Enis Batur (YKY, 1992)
Boşluğa Açılan Kapı, Haluk Sunat (Bağlam, 2004)
"Bir Gül Bu Karanlıklarda" Tanpınar Üzerine Yazılar. Hazırlayanlar: Abdullah Uçman, Handan İnci. Kitabevi, 2002.
Günlüklerin Işığında Tanpınar'la Başbaşa Hazırlayanlar: Zeynep Kerman, İnci Enginün. Dergâh Yay., 2007.
Ahmet Hamdi Tanpınar Hazırlayan: Ümit Meriç. Ufuk Kitapları, 2002.
Bir Hülya Adamının Romanı - Ahmet Hamdi Tanpınar Hazırlayan: Orhan Okay. Dergâh Yay., 2010.
Ahmet Hamdi TANPINAR (Ek Bilgi)
Edebiyatın birçok dalında eser veren sanatçılarımızdandır. Hemen tüm eserlerinde, zaman üzerinde durur. Romanda özel bir basan gösteren sanatçı Batı'daki gelişmelen yakından izlemiştir. Romanlannda Doğu ve Batı kültürlerinin kaynaştığı görülür. Bu kaynaşma hem histe hem fikirde hem de sanatlarda kendini gösterir.
Romanlannda hitabete, nutuğa, telkine yer vermez. Yapmacıksız, uydurmasız, konuşma diline has bir sözcük seçimiyle eser yazar. Teşbih ve istiarelere bol yer vermişse de bunlar gereksizmiş hissini vermez.
Tanpınar'ın düşünce ve hayalle başkalaşan gözlemlerinin dolaştığı istanbul sokakları, camileri, çarşıları, harabeleri özellikle mütareke yıllarının sıkıntıları, maddi, manevi yıkımları içinde geçmiş olan gençlik çağı, romanını zevkli kılan sebepler arasındadır.
"Saatleri Ayarlama Enstitüsü" romanında Cumhuriyet döneminde değişen insanın iç buhranlarına değinir. Bu bunalımları anlatırken, yazarın o dönemde Avrupa'da yaygın bir akım olan Egsiztansiyalizm akımından etkilendiği görülür.
Huzur romanı ise başkahraman Mümtaz'ın tasaları, duyuşları, düşünce ve rüyaları etrafında dönmektedir. Bir kültür bunalımının sancıları ve sıkıntıları içinde bunalan kişiler, gerçek ile rüya arasında gider gelir.
Tanpınar'da rüya çok önemlidir. Hemen tüm eserlerinde rüyaya geniş yer verir. Rüyayı insanı rahatlatan önemli bir etki olarak görür. Aynı özellikler Mahur Beste, Aynadaki Kadın, Karşı Karşıya romanlarında da vardır.
Sanatçının rüyaya verdiği önemi "Abdullah Efendi'nin Rüyaları" adındaki hikayelerinde de görürüz. Biraz Sürrealizm'den izler taşıyan hikayeler, yazann gerçeklerden kaçışını da ifade eder.
Şiir alanında da önemli çalışmaları bulunan Tanpınar, kendi şiir dilini, rüya nazmının hakim olmasını istediği bir estetiğin içinde aramıştır. Şiirlerindeki bazı söyleyişlerde sembolist izler görülür.
Biçim olarak belli bir kalıba bağlı kalmayan sanatçı, şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmış, onda aruz sesi bulmaya çalışmıştır. Şiirlerinde gerçekten kaçar, dinleniklik, sessizlik arar. Bunu da rüyalarda ve musikide bulur. Şiirlerinde toplum değil "ben" vardır. Dış dünya değil, şuuraltı sezilir.
Tanpınar'ın deneme ve makaleleri de vardır. Özellikle "Beş Şehir" adlı eserinde Ankara, Erzurum, Bursa, Konya, İstanbul'un tabiatından kültürüne kadar tanıtıldığı görülür. Makalelerini "Yaşadığım Gibi" adıyla kitap haline getirmiştir.
Edebiyat tarihi alanında da çalışmaları bulunan sanatçı 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi'ni yazmıştır.
Değişik yazarlarla ilgili biyografiler, mektuplar da bırakan Tanpınar döneminin yeri doldurulamaz bir sanatçısıdır.
Bugün edebiyat alanında onun yetiştirdiği birçok öğrenci vardır.Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901 tarihinde İstanbul'da doğdu. Doğduğu şehirde öğrenim hayatına başlayan Tanpınar'ın babası kadıydı. Babasının mesleğinden ötürü Tanpınar, Anadolu'nun birçok yerinde bulunmuştur. Eğitimini başka şehirlerde sürdüren Tanpınar'ın annesi bu yıllarda hayatını kaybetmiştir. Bu sırada henüz 13 yaşında olan Tanpınar, annesinin ölüm hadisesini eserlerine de yansıtmıştır. Daha sonra Antalya'ya yerleşen Ahmet Hamdi Tanpınar, lise eğitimini burada tamamlar. Liseden sonra ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne kaydolur. Tanpınar'ın edebiyat yaşamı için bu büyük bir adımdır. 1919 senesinde kaydolduğu Edebiyat Fakültesi'nde hocaları arasında Yahya Kemal Beyatlı bulunmaktadır. Üniversite eğitiminden ise Hüsrev-ü Şirin mesnevisi üzerine hazırladığı bir tez ile mezun olmuştur.
Tanpınar, şiirlerini ilk olarak Dergâh dergisinde yayımlamıştır. Üniversite mezuniyetinden sonra edebiyat öğretmenliği yapmaya başlamıştır. Liselerde, enstitülerde edebiyat öğretmenliği yapan Tanpınar, Güzel Sanatlar Akademisi'nde sanat tarihi öğretmenliği yapmıştır. İlerleyen zamanlarda Ahmet Hamdi Tanpınar, söz konusu akademide estetik dersi de vermeye başlamıştır. Yine bu senelerde usta yazar, mitoloji derslerini de ekleyerek kariyerinde önemli adımlarla ilerlemiştir. 1939 senesinde ise Tanpınar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne Yeni Türk Edebiyatı Profesörü olarak atanmıştır. Edebiyat yaşamının yanı sıra Tanpınar, 1942 senesinde milletvekili olarak meclise girmiştir. Bir süre bu görevi yerine getiren usta yazar bu görevinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı'nda müfettişlik görevini üstenmiştir. Birçok ülkede görev yapan Tanpınar, 23 Ocak 1962 tarihinde kalp krizi nedeniyle yaşama veda etmiştir.
Başlıca Eserleri
Öyküler
Abdullah Efendi'nin Rüyaları
Yaz Yağmuru
Hikâyeler
Mahur Beste
Romanları
Huzur
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Aydaki Kadın
Deneme
Beş Şehir
Yaşadığım Gibi
Araştırma-İnceleme
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın araştırma ve inceleme kitapları yayımlandıkları tarihten itibaren günümüzü kadar hâlâ üniversitelerin ilgili bölümlerinde ders kitabı olarak okutulmaktadır. Tanpınar, bu özelliğiyle de günümüz eğitim hayatına ve edebiyat dünyasına ışık tutmaktadır.
Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901’de Kadı Hüseyin Fikri Efendi ile Nesime Bahriye Hanım’ın oğlu olarak İstanbul’da dünyaya geldi.
Adını ilk kez 1920’de “Altın Kitap” dergisinde yayınlanan “Musul Akşamları” şiiriyle duyuran Tanpınar’ın eserleri, Dergah, Milli Mecmua, Hayat, Görüş, Ülkü, Varlık, Oluş, Kültür Haftası ve Aile dergilerinde okuyucuyla buluştu.
Ahmet Hamdi Tanpınar, lise öğrencisiyken şiirlerinden tanıdığı Yahya Kemal Beyatlı’nın etkisiyle 1919’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girdi.
Beyatlı ile Mehmed Fuad Köprülü, Cenab Şahabettin, Ömer Ferit Kam ve Babanzade Ahmet Naim’in derslerine devam eden başarılı edebiyatçı, 1923’te Şeyhi’nin “Hüsrev ü Şirin” başlıklı mesnevisi üzerine yazdığı lisans teziyle Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Şiir zevkinin oluşumunda özellikle Beyatlı ile Ahmet Haşim’in etkisi olduğunu yazılarında da aktaran Tanpınar’ın, 1926’da Milli Mecmua’da “Ölü” adlı şiiri, 1927 ve 1928’de ise Hayat dergisinde yedi şiiri yayımlandı. Usta edebiyatçının ilk yazısı ise 20 Aralık 1928’de yine Hayat dergisinde çıktı.
Usta kalem, şiir dışında ikinci bir çalışma alanı olarak çeviriye de başlayarak, 1929’da E.T.A. Hoffmann’ın “Kremon Kemanı” ile Anatole France’tan “Kaz Ayaklı Kraliçe Kebapçısı” adlı kitapları çevirdi.ahmet-hamdi
ESERLERİ
Roman
Huzur (1949)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962)
Sahnenin Dışındakiler (1973)
Mahur Beste (1975)
Aydaki Kadın (1987)
Şiir
Şiirler (1961)
İnceleme
XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (1949, 1966, 1967)
Tevfik Fikret (1937)
Deneme
Beş Şehir (1946)
Yahya Kemal (1962)
Edebiyat Üzerine Makaleler (1969) (ölümünden sonra derlenmiştir)
Yaşadığım Gibi (1970) (ölümünden sonra derlenmiştir)
Hikâye
Abdullah Efendinin Rüyaları (1943)
Yaz Yağmuru (1955)
Hikâyeler (yazarın ölümünden sonra derlenmiş olan bu kitap, iki kitabındaki hiikâyelerin yanı sıra daha önce kitaplaşmamış hikâyeleri de içermektedir)
Not : Birçok kaynaktan alıntı metinler içerir.