Bir uçtan bir uca geçilen kocaman bir sokak oluyorum sesin
kulaklarıma vurunca
Dağılınca kimsesi kalmayan şehirlere cesur adımlarla ama
korkmaya her an hazır
Balkon kapısını aralayıp perdeyi sıyırıp üstünden camın ve
ışığın sonuna kadar
Biraz sarhoş biraz her şeyden nasibini almış pişkin öpüşler
akşamında
Bir uçtan bir uca geçilen bir sokak oluyorum sesin
kulaklarıma vurunca
Geride ıssız bekleyen mavi tokalı güzel bebek uzanıverince
kumsala şuh
Karanlık ve kuytu her köşe başında biriken pılı pırtısıyla
seyyarlar bana doğru kaçıyor
Gök olabildiğine soğuk pişmanlık mermer gibi yalnızlık
kurşun gibi henüz ateşe verilmemiş
Kelimeleri sessiz bir imaya sarıp bırakıyor koşup yeni
giysiler dikiyorum acemi ve kırılgan
Geride ıssız bekleyen mavi tokalı oyuncak bebeği savurup
uzanıverince kumsala şuh
Görüldü ve kayıt düşüldü böyle başladı hikayem ama sen bu
kadar neden güldün bilmedim hiç
Kalbimi nasılsa düşürmüşüm yaramaz çocukların ellerinden güç
bela çekip aldım sonunda
Ayinleri kaçırmışım günahlar çıkarılmış tövbeler edilmiş
dualar kılınmıştı ben geldiğimde
Cennetiniz cehenneminiz dolmuş beni bıraktınız da diyemedim
ey dünya diye haykırıp
Görüldü ve kayıt düşüldü böyle bitti hikayem ama sen neden
bu kadar güldün bilmedim hiç
Koşarken konuşayım diyorum belki böyle daha anlaşılmaz
olabilirim çok çözüldüm
Elimi kağıtlardan çekip rest desem yeşil çuha köpürse biraz
dönse paralar pullar zarlar
Bahsi en kızışmış anda kapatıp huzuru ben alıp assam
duvarıma keyifle çıksam salondan
Ucuna kıvrılan kedileri elimle beslesem ölünceye dek artık
bir daha da gelmesem dünyaya
Koşarken konuşsaydım diyorum şimdi öyle daha anlaşılır
olacaktım çok çözüldüm
DİNÇER EŞİTGİN
Be First to Post Comment !
Yorum Gönder