Boş Sayfa 2020

 Beni yazmaya iten bu nesnelerin soğukluğunda yaz gibi duygu yüklü ateş yoktu. Sigaranın kızıl ucundan daha kızgın yakıcı durumlarda doğmuştuk. En güzel yemek bir öğleden sonrayı yaşayabilmekti aslında. Sonrasında herkes kendi edebiyatını yapmaya başladı. Anladığımız kadar sayfa doldurduk ve siyahlıklar kadar beyazdık. Ne konuştun ki fikirler susmaya zıtlıklar arası anlam benzerliği aradım. Tek benzeyen hayata çapraz yaparak girdim ama bir toplama gibi kısaydı. Edatın işlevi kadar kısasın. Şimdilerde saçma ve harap hayat şakası geliyor. Sizin hiç babanız öldü mü? Yine kaybettim. Hep aynı kuralın arasından binlerce yıl uzaktayım.


Bu kırınık ve uyduruk kelimelerin tesellisiyle günler geçer mi bilmem. Bir o kadar akarcasına sıvı bir kaba sığmakta her şey. Dertlere yapışan tutkal bürünür.  Ve seni bu şehre indirgeyen sebep ne bilmiyorum ama bilmediklerim uçuculukla kalıcılığı sildiriyor hafızamda. Okuyan şahıs ses ver ki ölmeyeyim çünkü ümit beni ben onu bıraktım. Kırılan rüzgarın soğuk geçirgenliği bu mevsim. Offff ne onca üflenilen duman. Şehrin en yükseği bile döker kendini bir bayrağa. Yalnız sevmek yalnız sökülmek kimsenin ummadığı bir yuvadan. Yaşamak diyorsun büyük ciddiyetle. Tercih benim. Çok da umursamıyorum aslında. 


Son kez demek yeni başlangıçlara açar kapıyı.

Be First to Post Comment !
Yorum Gönder