Fırsatı kaçırmak ve fırsat olmak için iki şansın var. Bir insan hem yoluna devam edebilir ve karanlıksa yarınlar ki hep karanlık olacaktır, yolunu kaybeder. Hayatta kaybetmek birçoğunun yaşadığı şeydir çünkü sinirin vücuda ettiği etkiyle kızan beden sizi bende gibi çamura kazır ve çıkmaya uğraşırsın. Bir kez gelinen yaşama fırsatından payını alırken yüzünü ezen bir çamura dur diyemezsin çünkü çamurda bir bitkiyi yaşatan onlarca yarar var, sen ise bir hiçsin ve şimdi hiçliğin derinliğinde fidan olmayı bekleyip köklerini çürütüyorsun. Herkes çürüyebilir ama burnuma o nefret kokusunu yaymadan çürü. Uzaklaşılan yıllar tozunda üstümü pisletme ve para kazanmasam bile umrumda değil çünkü parası olan çürük fikirlerin sürünmesi ve kelimelerinin sürüklenişini görebilirim. Peki nedir senin farkın?
Fark sözcüğü bir hayali veya aradaki uçurumu ifade edebilir ama gerçek fark anlam kavramlarından ziyade kendi içinizdeki boşlukta yaşanan tırmanışlardır. Bu tırmanışa yenilebilirsiniz ya da öğütlerden sıkılmışsınızdır. Ama her yorgunluk bir nefesi zorlar ve her oyuncunun toplayacağı tuzlu bir ter vardır. Bu tuz yarayı da yakar kör de eder. Ama bu tuzla yaşamaya mahkumsun. Başımızın üstünde yağan bu tuzlu yağmura bitki olmak için değil arke olmak için geldik. Çünkü adapte olmayı ve tercihini yangından yana kullanmalısın. Elin bir kere yanarsa olmayan bir kol ikinci kez yanamaz. Ben kayıp bir kolla yaşıyorum. Acı çekmek için bir yüreğin olması lazım ben yıllardır yüreğimi ateşte bekletiyorum.
Kendini bilmeden bir başkasının mecazına yangın savurma. Her mecaz yazılan düşünceleri destekler ama herkesin bildiği gibi eşek mecazdan ne anlar?
yazım tarzınız çok hoş,devam ederseniz çok büyük şeyler başatabilirsiniz,tebrikler :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim ama bunları galiba biraz da kendim için yazıyorum çünkü bir boşluğun yangını var içimde.
Sil