Henüz geçmedi mevsim.
Sokak bazen yağmurlu.
Sebze, meyve alırdım sokaktan.
Sanki bir ağaçtan, bir ağaçtan.
Gözümün sakladığı hangi yaşlar?
Yaş mevsimler, kuru incirler.
Daha henüz geçmedi mevsimler.
Henüz geçmedi ay.
İçinde günler dolu.
Sayfalar dolu.
Bir oda dolusu eski fotoğraflar.
Sararmış yapraklar.
Sokaktan akan bir eğik sokak lambası.
Işığı dalgalı bir gece parıltısı.
Boynunu büken balina havası.
Henüz geçmedi sancılı aylar.
Henüz geçmedi gün.
Sabahların beyaz geceleri,
Çarşafın huzur güneşleri,
Yastığın gün belirtisi,
Hep aynı rüya.
Geceler gibi yalın pencereler.
Henüz geçmedi gün sonu.
Henüz geçmedi saat.
İçinde bir güzel geliverir.
Dışında dakikanın çırpınışları.
Hapsolmuş akıntının rafine kokusu,
Soluk bir saniyeyi hareketlendirir.
Saatin yelkovanı,
Henüz daha var.
Dakikalar var ölümün sancılı solukları.
Be First to Post Comment !
Yorum Gönder