Kış


Kışın bahar kokuyor hâlâ. Estiği rüzgarlara aldırmadan sıcak bir kahvenin dumanı tütüyor. Sıcak kahve dokunana umut veriyor. Kimse bir daha geriye bakmıyor çünkü kardaki ayak izleri umutların habercisi. Kış mevsimi yazdan daha iyi bir mevsim. Bahar, güneşi göstermez ama kış daha sıcak umutlarla coşkulu bir şarkıya benziyor.

Korkuyorum, buzlu nefesleri göremeyeceğimizden. Her sene biraz daha korkutucu bir sertlikle yaz, daha uzun sürüyor. Hava soğuk, titriyorum ama kışın insanlara verilen bir sıcaklık var. Mecburi kapanan kapılar ardına saklanan insanlar yine kapaklar ardına saklanan kitapları okuyor. Yeni bir dünya çiziyor bize ; mevsim kış.

Eğer gökyüzü beyazı yansıtmıyorsa ve dışarıya çıktığınızda sanki kış, ölmeyecekmiş gibi nefes alıp her an ölecekmiş gibi vermiyorsa bir daha kış bize yüzünü göstermeyecektir.

Buzlara basılınca çıkan sesler felaketle baharı çağırırlar. Bahar büyüsünü kışta gösterir. Sabah uyanınca açılır gözler. Hem gecedir sonbahar sessizliği bu hem de kıştır soğukken donakalan bakışlar gibi. Ve ertesi güne karın yağışını izleyerek uyanırsınız, bir daha sabah olması ümidiyle.

Kış

Hem gecedir sonbahar sessizliği bu,
Hem de kıştır donakalan bakışlar gibi.
Bir armağan gibi sessiz.
Bir fırtına koparır yağmur bensiz.
Kar yağar aldırış etmeden yağmurun üstüne.
Erir sonbahar küsmesin diye geceye.
Bu bir bakış gibi soğuk.
Ne bir fırtınadır kulakları tırmalayan,
Ne de o soğuk gecede kalan yaşlı adam.
En ince notada yankılanan bir beste gibi
En güzel mucizelere tanık.
Sadece bu soğuk geceye mahsus.